Arkadaşlar Selamünaleyküm! Vefat eden bazı kişilerin ö|üm anında gözlerinin açık kaldığına, kapanmadan ruhunu teslim ettiğine şahit oluyor veya en azından biliyoruz. İşte bu videomda bunun sebep ve hikmetlerini ve Allah Rasulü’nün (a.s) bu husustaki cevabını sizlere aktaracağım.
Ö|üm, insan için yok olmak değil bir âlemden diğerine intikal etmektir. Her canlı varlık için ölüm kaçınılmaz bir gerçektir ve yüce Allah'ın belirlediği zaman vuku bulur. Ne bir saniye önce, ne de bir saniye sonra! Allah'ın, ölümü ve hayatı yaratmasının sebebi ise kuranda şöyle açıklanır: "O, hanginizin daha güzel amel yapacağını denemek için ölümü de hayatı da takdir edip yaratandır." (Mülk, 67/2)
Ruh, dünya hayatına bir imtihan devresi geçirmek üzere doğum yoluyla gelen insanoğluna anne karnında üflenir ve böylece dünya hayatı başlamış olur. Ruhun bedenden ayrılması ile de kabir hayatı başlar. Kıyamet koptuktan sonra da ahiret hayatına yeni bir yaşam için geçecek olan insanoğlu, dünyadaki inanç ve amel durumuna göre Cennet veya Cehennemdeki ebedî hayatta yerini alacaktır. İman sahibi olup da amel eksikliği bulunanlar ise Cenab-ı Hakk'ın dilediği sürelerde cezalarını çektikten sonra Cennet tarafına geçebileceklerdir.
Hayatın bu gerçeği karşısında ölüme hazırlıklı olmak her insanın şiarı olmalıdır. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Lezzetleri yok eden ölümü çokça hatırlayın."
Ö|üm halindeki kişi, sağ yanına yatırılıp kıbleye döndürülmelidir. Eğer yer darlığı yüzünden hastayı kıbleye çevirmek mümkün olmazsa sırt üstü yatırılır ve yüzü ile ayakları kıbleye doğru çevrilir. Bu da yapılamazsa, olduğu hal üzere bırakılır. Ö!üm sırasında kişinin ağzı bir kaşıkla veya pamukla ıslatılır.
Hasta c@n çekişirken ona yardımcı olmak yakınları için bir görev ve güzel bir ameldir. Bu yüzden onun yanında kelime-i şehadet getirmek ve söylemesine yardımcı olmak sünnettir. Çünkü Allah Rasulü şöyle buyurmuştur: "Ö!ülerinize; "Lâ ilahe illallah'ı" telkin ediniz. Çünkü ölüm halinde onu söyleyen bir mümini bu kelime Cehennem'den kurtarır".
Hastanın yanında kelime-i şehadet getirilir ki, o da hatırlayıp şehadet getirsin. Yoksa ısrarla, sen de yap denilmez. Çünkü o anda zor bir durumdadır. Bir defa da söylese yeterli olur. Bu telkini hastanın sevdiği birisi yapmalıdır. Amaç, hastada isteksizlik uyandırmamaktır.
Kişi vefat edince ağzı kapatılır, bir bez ile çenesi başından bağlanır. Gözleri yumulur. Eller yanlarına getirilir.
Sonra ölnün üstüne bir örtü çekilir. Öldükten sonra yıkanıncaya kadar yanında Kur'an okumaksa mekruhtur.
Ölüm tahakkuk edince, ölünün yanında bulunanların, onun açık kalan gözlerini kapatmaları da sünnettir. Efendimiz (asm), Ebû Seleme vefat edince yanına girdi. Ebû Seleme’nin gözleri açık bulunuyordu. Resulullah (asm) Ebû Seleme’nin gözlerini mübarek eliyle kapattıktan sonra şöyle buyurdu:
“Ruh kabzedildiği zaman, göz onu arkasından takip eder.” Bunun üzerine ev halkı ağlamaya başladı. Resûlullah (asm) buyurdu ki: “Sakın hayırdan başka bir şey söylemeyiniz (İsyan etmeyiniz). Çünkü melekler söyleyeceğiniz sözlere âmin derler.”Ardından Efendimiz (asm) şöyle duâ buyurdu:
“Allah’ım! Ebû Seleme’ye mağfiret et. Onun derecesini hidâyete erenler makamına yükselt. Arkasında kalanları için de ona sen halef ol; bize de, ona da mağfiret buyur! Ey Âlemlerin Rabbi! Kabrini genişlet ve nurlandır." (Müslim, Cenâiz, 4)
“Ruh kabz olunduğu vakit göz ona tabi olur yani onun peşinden baka kalır. Bu sebeple ölen kimsenin gözleri açık kalır. "Bu bakımdan bazı insanlar öldüğü vakit gözleri açık gider. Gözleri açık giden adamın ahirete iyi veya kötü gittiğine de hüküm verilmez.
Ölüm esnasında bazı ölülerin gözleri kapanır, bazılarının da açık kalır. Kapalı olan kötü bir manaya işaret sayılmadığı gibi, açık kalan da böyle bir yoruma tâbi olmaz. Muradına ermediğine yahut da bazı mühim gördüğü isteklerine nail olmadığına da işaret sayılmaz.
Buna göre ölünün gözlerinin açık kalmasının sebebi ruhun bedenden ayrılışı ile ilgilidir. Ruh bedeni terk edince gözlerde ayrılışını izler. Ruh bedeni terk etmekle beraber, her şey bittiğinden dolayı kişinin gözlerini kapatmaya mecali kalmaz, böylece gözler açık gider.
Bir gün Peygamber Efendimiz (asm) soruyor: “İnsan öldüğü zaman gözleri yukarıya doğru dikilmiş olarak görürsünüz değil mi?” Sahabiler: “Evet ya Resûlallah!” dediler. Bunun üzerine Efendimiz (asm): “İşte bu, insan gözünün, ruhu çıkarken arkasından takip ederek baka kaldığı zamandır.” buyurdu.
Gözü açık kalan ölünün yakınları, onun gözünü henüz soğumadan kapatırlar ve gereken diğer cenaze işlemlerini yaparlar.
İnsan ne zaman ve nerede öleceğini bilemez. Müminin şiarı, bu dünyadan imanlı olarak ayrılmak olmalıdır. Kur'an'da bütün müminlere şöyle buyurulur: "Ey iman edenler! Allah'tan nasıl korkmak gerekiyorsa öylece korkun. Sakın siz, müslüman olmaktan başka bir sıfatla ölmeyin" (Âl-i İmran, 3/102).
Rabbim vefat edenlere rahmet eylesin, bizlere de hüsnü şehadet iman-ı kamille ruhumuzu teslim etmeyi herbirerlerimize nasip eylesin. Amin
Ещё видео!