Bugün yola çıkan ve gideceği sondaj mevkisi de Yunan medyasında günlerdir spekülatif yorumlara neden olan Abdülhamid isimli derin su sondaj gemisi Antalya'nın 29 Deniz Mili açıkta bir mevkiye yöneltidi...Niye Kıbrıs değil? Niye Rodos-Girit arası TPAO'nun ruhsat ihalesinde yer alan yerlere değil? Jeopolitik güç gösterisi alanları hatta Yunan tahminleri buralar idi... (Diğer sondaj ve sismik gemilerimiz ise (Fatih, Yavuz, Kanuni ve Barbaros) Karadeniz'deler...) Bu gemilerin siyasi konjonktür, teknik veriler, uygun lokasyonlarda, deniz-hava şartları ile gerektiğinde donanma koruması altında hareket edecekleri düşünüldüğünde bir aktif görevdeki amiralin yönetimine verilmesi makul ve etkili bir çözüm görülmelidir. Ne zaman denizde, ne zaman kıyıda olacaklar, bakım periyotları, yedek parça ile teknik personel yönetimleri, işler zora girdiğinde deniz ve hava gücü ile korunmaları inancıma göre en sağlıklı böyle yapılabilir...Düşünülmesini önermek isterim... Doğu Akdeniz'de Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin denizlerdeki hak ve kaynaklarının korunması, lafla uslanmayanlara karşı güç ile Türkiye tarafından sağlanmaktadır. O halde bu anlayışta tereddütlere yol açmadan sismik ve sondaj yoğunluklarımızı donanma koruması altında bu bölgeye ağırlık vererek sürdürmeliyiz. (Gerekirse 6 gemi ile birlikte ve tüm donanmayı desteklerine vererek.) Yunanistan'ın tek anladığı güç politikası ne yazık ki...Ukrayna-Rusya savaşı Avrupa'da büyük bir gaz açığı yarattı ve sonuçta Türkiye'nin yıllardır savunduğu gaz koridoru fonksiyonunun önemi fark edildi. İsrail ve Mısır ile normalleşmelerin de yardımı ile bu dönemden istifade edilmeli ve Avrupa'nın bir kısmı Türkiye gaz koridoruna bağımlı hale getirilmelidir. zaman bunun için uygundur. Suriye ile de normalleşme başlayabilirse Suriye deniz alanlarının (hatta Libya açıklarındaki zengin hidrokarbon yataklarının) işletilmesi bu denizci imkanlarla sağlanabilir. Enerji Güvenliğinin hiç olmadığı kadar önem taşıdığı bir kışa yaklaşırken Avrupa zor durumdadır ve kaçınılmaz olarak kömür santrallarını tekrar devreye almakta, nükleer enerjiye geri dönmekte ve bulduğu her gazı ithal edecek arayışlara yönelmektedir. Türkiye ise Enerji Güvenli bir konumda olmakla beraber ithal etmek zorunda kaldığı enerjiye verdiği kaynakları milli üretimleri ile değiştirecek bir politikaya dönüşmelidir. Bunun için karaya öncelik vererek kuyu açmaya kaynak ayırmalı, TPAO'yu yeniden ve şartlara uygun şekilde yapılandırmalı, teknik personelini geri kazanmalı, bütüncül bir planlama içinde A2dan Z'ye her işini yönetecek şekilde yapılandırılmalıdır.
![](https://i.ytimg.com/vi/AzYjMLyfTR0/maxresdefault.jpg)