Aleviler ve 30 gün Ramazan orucu
Ramazan ayında oruç tutma meselesine gelince
Ramazan orucu Kur'an-da bakara Suresi 183-184-185 inci ayetlerde geçmektedir.
1- Bakara Suresi 183’cü Ayet’in Türkçe’si; „Ey iman sahipleri! Oruç sizden öncekiler üzerine yazıldığı gibi sizin üzerinize de yazılmıştır. Bu sayede korunmanız umulmaktadır.“ (Y.N. Öztürk)
2- Bakara Suresi 184’cü Ayet’in Türkçe’si; „Sayılı günlerdir. Sizden kim hasta olur veya yolculuk halinde bulunursa tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutar. Oruca zorlukla dayananlar üzerine düşen, fidye olarak bir yoksulu doyurmaktır. Kim bir mecburiyeti olmaksızın içinden gelerek iyilik yaparsa bu onun için daha hayırlı olur. Ve oruç tutmanız, eğer bilirseniz, sizin için daha hayırlıdır.“
3- Bakara Suresi 185’cü Ayet’in Türkçe’si; „Ramazan o aydır ki; insanlara kılavuz olan, iyi-kötü ayrımıyla hidayetten kanıtlar getiren Kur'an, onda indirilmiştir. O halde bu aya ulaşanınız onu oruçlu geçirsin. Hasta olan veya yolculuk halinde bulunan, tutamadığı gün sayısınca başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık ister; O sizin için zorluk istemez. Tutulmamış olan günleri tamamlamanızı, sizi doğru yola kılavuzladığı için Allah'ı yüceltmenizi ister. Ve sizin şükretmeniz umulmaktadır.“
Ehli Sünnet Vel Cemaat ve Şii/Caferiler bu ayetlerle Alevileri töhmet altında bırakmaya çalışmaktadırlar ama çabaları nafiledir. Şimdi de bu ayetlerle verilmek istenen mesaj nedir? ona bakalım.
1- Ayet 183 ile anlatılmak istenen; Ademoğlunun kötülüklerden, yanlışlıklardan, şüpheli hallerden kendini korunması, nefsine sahip çıkmasıdır. Allah’a karşı kulluk vazifesini ve topluma karşı da ahlaki, sosyal sorumluluklarını yerine getirmesidir.
2- Ayet 184 ile anlatılmak istenen; Bazı sebeplerden (Hastalık, yaşlılık, yolculuk,vs.) dolayı oruç tutamıyorsanız bunun karşılığında ihtiyaç sahibi olanların ihtiyacını karşılamak, yiyecek almak, aç insanların karnını doyurmak gibi fedakarlık ve yardımında bulunmak aynı manadadır çünkü önemli olan niyettir.
3- Ve Ayet 185 ile anlatılmak istenen ise; Insan aleminin Allah’a, manevi huzura erdirici, şeksiz deliller, ispatlar, hakikati ve yanlışı birbirinden ayıran Allah’ın kelamı, ilmi, kanun nizamı olan Kur’an-ı Kerim, 610 yılında, Ramazan ayının 27‘ci gecesi inmiş ve insanoğlu müjdelenmiştir.
Dolayısiyle insanları hidayete, huzura erdiren Allah‘ın manevi adaletine karşılık; Allah’ın yüceltilmesi, anılması, hatırlanması için; oruç tutmak, dua etmek, muhabbet etmek, yardım elini uzatmak, olanın olmayanla nimetini paylaşılması istenilmektedir ve bunları yaparken de kendinize eziyet etmeyin diyor Canab-ı Hakk.
Lakin 30 gün oruç sayısı veya zaman limiti söz konusu değildir. Şöyleki; „Şehr-u Ramadan“ deniliyor. „Şehr-u“ = Ay-dolun ay demekdir. „Ramadan“ ise Ramazan(Kamer aylardan dokuzuncusu) yani Ramazan ayı demektir. Bu gerçeklikten yola çıkarak her insanın bilinci dailindedir ki bir ay, 30 gün dolun ay olarak geçirmesi mümkün değildir, üç veya 10 gün arasıdır. Üç veya beş vakit namazda da olduğu gibi 30 günlük orucun da Allah’ın hükmü değil, Ehli Sünnet Vel Cemaat ulemalarının uygulamasıdır.
Diğer bir gerçek ise; Bakara Suresi, Hz.Muhammed’in hicretinden sonra Medine de inmiştir. Hz.Muhammed 63 yaş yaşamıştır. Verilere göre Hz.Muhammed, Medine’ye 55 yaşında hicret etmiştir. Şimdi soruyorum; Bundan önce Hz.Muhammed hangi orucu tutuyordu?
Diğer bir yanlış mantık ise; Allah’ın kelamında az veya fazla kutsallık anlayış söz konusu değildir. Yani ayetin biri az, bir diğer ayet ise fazla kutsaldır mantığı tamamen yanlış ve suçtur. Çünkü Allah’ın kelamı tekdir ve açık kapıya yani soru işeretine yer bırakmaz.
=Seyyid Hakkı=
Ещё видео!