İSVEÇ ’te bulunan Chalmers Teknoloji Üniversitesi ve Umeå Üniversitesi ’nce yapılan araştırmaya göre
"KAYNATILMADAN HAZIRLANAN VE ŞEKERLE VEYA AROMALARLA TADI DEĞİŞTİRİLMEYEN KAHVE İÇMEK" Tip 2 şeker hastalığına yakalanma riskini %60 düşürüyor. Journal of Internal Medicine dergisinde yayınlanan araştırmaya göre günde 2-3 kupa filtre kahve içen kişilerin şeker hastalığına yakalanma riski, günde 1 kupadan az içenlere kıyasla %60 oranında düşüyor.
Daha önce yapılan çalışmalar yüksek düzeyde kahve tüketimi ve tip 2 diyabet hastalığına yakalanma riskinin düşüklüğü arasında bağlantı olduğunu ortaya koymuştu. Yapılan yeni çalışma, kahvenin hazırlanma şeklinin bu bağlantı üzerindeki etkisi inceledi ve hazırlama şeklinin önemi belirlendi.
Bunun için öncelikle katılımcıların kanında ne çeşit kahve tükettiklerini gösteren biyomarkörler tespit edildi. Bunlar daha sonra tip 2 diyabet riskinin hesaplanması için kullanıldı. Sonuçlar filtre kahvenin hastalık riskini düşürdüğünü açıkça gösterdi. Diğer yandan kaynatılarak hazırlanan kahvede bu etki görülmedi (Türk kahvelerimiz ya da makinada yüksek sıcaklıkta hazırlanan kahveler)
Araştırmanın yazarlarının açıklamları "Çoğu insan, kahvenin sağlık üzerinde sadece olumsuz etkisi olduğunu düşünüyor ancak; bu durum KAYNATILMIŞ KAHVEDE bulunan ve diterpenler olarak adlandırılan moleküllerin kalp ve damar hastalıkları riskini artırmasından kaynaklı" yönünde. Diğer yandan kendimizin belli sıcaklık oranında hazırladığı filtre kahvede bu moleküllerin filtre tarafından tutulduğu ifade ediliyor. Araştırmacılar diterpenlerin şeker metabolizmasını da etkiliyor olabileceğini, iki tür kahve arasında şeker hastalığı açısından farkın da buna bağlı olabileceğini belirtiyor.
Araştırmanın yürütülmesinde metabolomik adı verilen yeni bir teknik kullanıldı. Metabolomik, herhangi bir yiyecek veya içecekten kaynaklanan moleküllerin kandaki miktarının belirlenmesine, bu sayede de tüketimin objektif bir şekilde ölçülebilmesine olanak tanıyor. Bu nedenle bu teknik, büyük oranda hataya açık olan, kişilerin kendi beyanlarına dayalı anketlerden çok daha güvenilir sonuçlara ulaşılabilmesini sağlıyor.
