19. Meryem Sûresi Sayfa 306.307
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adıyla
26. “Artık ye, iç, (oğlun dolayısıyla) gözün aydın olsun! Eğer insanlardan birini görürsen: ‘Ben, Rahmân için (susma) orucu adadım, bugün hiçbir insanla asla konuşmayacağım’ de.”
27. (Meryem) onu (kucağında) taşıyarak akrabalarına getirdi. (Onlar:) “Ey Meryem! Sen ne tuhaf bir şey yaptın!” dediler.
28. “Ey Harun’un (nesli ve doğrulukta onun) kız kardeşi! Baban (İmran) kötü iş yapan bir kimse değildi, annen de fâhişe değildi.” (dediler).
29. O da (kendileriyle konuşması için) çocuğa işaret etti. (Onlar:) “Biz beşikteki bir sabî ile nasıl konuşuruz?” dediler.
30. (Çocuk) dedi ki: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. O bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı.”
31. Nerede olursam olayım beni, mübarek (feyizli ve insanlara faydalı) kıldı. Hayatta olduğum müddetçe bana namazı ve zekâtı emretti.
32. Beni anneme itaatli (ve iyilik edici) kıldı. Beni bedbaht/azgın bir zorba yapmadı.
33. “Doğduğum gün de, öleceğim gün de, diri olarak kaldırılacağım gün de, ‘selâm’ (esenlik, Allah’tan) benim üzerimedir.
34. İşte çekiş(ip ayrılığa düş)tükleri Meryemoğlu İsa hakkında (Allah’ın) gerçek olan söz(ü) budur.
35. Allah’ın çocuk edinmesi (asla) olmamıştır. O’nun şânı yücedir (ve böyle yakıştırmalardan uzaktır). O, bir işe hükmettiği zaman, sadece ona ol der, o da (hemen) oluverir.
36. Şüphesiz ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. O’na kulluk edin. İşte doğru yol budur.
37. Sonra, birtakım gruplar kendi aralarında ayrılığa düştüler. Artık (hesap) görülecek büyük günde kâfirlerin vay haline!
38. (Onlar) bize gelecekleri gün (başlarına gelecekler konusunda) neler neler işitecekler, (dehşet içerisinde) neler neler görecekler! Fakat (buna rağmen) zalimler, bugün (hâlâ) apaçık bir sapıklık içindedirler.
39. (Resûlüm!) İşin bitirildiği (inkârcı ve günahkârların azap göreceği) hasret ve pişmanlık gününe karşı onları uyar. Onlar ise hâlâ gaflet içindedirler ve hâlâ inanmazlar.
40. Şüphesiz biz, yeryüzüne ve üzerinde bulunan bütün insanlara vâris olacağız. Onlar (sonunda) ancak bize döndürüleceklerdir.
41. Kitab’da (bildirdiğimiz gibi) İbrahim’i de (onlara) hatırlat. Çünkü o, dosdoğru bir peygamberdi.
42. Hani O, babasına demişti ki: Babacığım! İşitmeyen, görmeyen ve sana hiçbir fayda vermeyen şeylere niçin tapıyorsun?
43. “Babacığım! Kesin bilesin ki bana, sana gelmeyen bir ilim gelmiştir. Bana uy da seni doğru düzgün bir yola eriştireyim.
44. “Babacığım! Şeytana tapma! Çünkü şeytan, Rahmân’a âsî olmuştur.
45. “Babacığım! Doğrusu ben, sana Rahmân’dan bir azabın dokunmasından, böylece de şeytana dost (ve arkadaş) olmandan korkuyorum.”
46. (Babası:) “Ey İbrahim! Sen benim ilâhlarımdan yüz mü çeviriyorsun? Eğer (onları kötülemekten) vazgeçmezsen mutlaka seni taşa tutar fena yaparım; uzun bir zaman benden uzaklaş (gözüme görünme bir daha). dedi.
47. (İbrahim) dedi ki: Sana selam olsun (selametle kal), senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana çok lütufkârdır.
48. Sizden de Allah’tan başka yalvardığınız şeylerden de ayrılıyorum ve Rabbime (senin için) dua ediyorum. Umulur ki Rabbime dua etmekle, bedbaht olmam (mahrum bırakılmam).
49. İşte (İbrahim) onlardan ve Allah’tan başka yalvar(ıp tap)tıklarından ayrılınca, biz de ona İshak’ı ve Yakub’u bahşettik ve her birini peygamber yaptık.
50. Onlara rahmetimizden (peygamberlik vererek) ihsanda bulunduk ve onlar için yüce sayılarak (her dinde) doğruluk dili (saygıyla anılma) sağladık.
51. (Ey Resûlüm!) Kitab’da (bildirdiğimiz gibi) Musa’yı da hatırla! Çünkü o, ihlasa erdirilmiş idi; hem de (İsrâiloğulları’na gönderilmiş) bir Resûl ve bir peygamberdi.
Sadakallahul aliyyul azim: Aliyy ve Azim olan Allah ne güzel ne doğru söyedi.
Ещё видео!