Prof Dr Abdülaziz BAYINDIR'ın, 23 Eylül 2014 tarihinde, Ensar Vakfı'nda yaptığı, "Ehl-i Kitap ile İlişkiler" konusunun işlediği Kuran Dersi'nden bir bölüm.
Peki, Ehl-i Kitaba ne diyecekmişiz?
“Ehl-i Kitaba dememiz gereken şu. Bize indirilene inandık. Size indirilene de inandık. (Ankebut suresi 46.ncı ayet)”
Size indirilen de hak kitaptır diyeceksin.
Yok, sizinkisi TAHRİF OLMUŞTUR.
En kitap bizim kitap demeyeceğiz yani, değil mi?
Başka ne diyeceğiz?
“Bizim de sizin de İlahımız aynı. Biz sizin kitabınızı reddetmiyoruz. Biz O’na teslim olmuş kimseleriz. (Ankebut suresi 46.ncı ayet)” diyeceğiz.
Yani ORTAK NOKTALARIMIZA VURGU YAPACAĞIZ. Değil mi?
Mesela biz, Tevrat’a inanmıyorum diyen bir kimse Müslüman olarak kalır mı?
Peki, Musa A.S.’a inanmıyorum diyen?
O da kalmaz.
İncil’e inanmam diyen?
Kâfirdir değil mi?
İsa A.S.’a inanmam diyen, o da kâfirdir.
YANİ, ÖNCE MÜŞTEREK ZEMİNİ ORTAYA KOYACAKSIN.
ÇÜNKÜ ONUN KİTABI DA, MUHAMMED S.A.S.’E İNANMAYI EMREDİYOR.
O da buraya inanmayı emrediyor.
Prof Dr Abdülaziz BAYINDIR
