AKP Genel Başkanı, geçtiğimiz günlerde coronavirüsle ilgili yeni tedbirle ve önlemlere ilişkin bir açıklama yaptı. Konuşmanın büyük bir bölümü CHP, dış güçler ve ekonomimize saldıranlar şeklinde gerçekleşti. Vatandaşa da coronaya karşı içki ve sigara tüketmemelerini ve camlarını açıp havalandırmalarını tavsiye etti. Peki, bu açıklamada esnafa para var mı? Yok, işsizlere iş var mı? Yok, sağlık çalışanlarına ekonomik destek var mı? Yok, çiftçilere tarım krediyle ilgili bir yapılandırma var mı? Yok. İş yeri kapanan, ücretsiz izne çıkan veya maaşını alamayan vatandaş kirayı, faturaları nasıl ödeyecek, cevap var mı? Yok. Kafeler, restoranlar, lokantalar, kahvehaneler, kıraathaneler, çay ocakları, internet kafeler, nargile kafeler kapalı ve bunların birçoğu da maalesef paket servise uygun değil. Peki, AKP'nin içinde esnaflar, çalışanlar kira, elektrik, ısınma için ne yapıyorlar bilen var mı? Yok, bu insanlar ne yer ne içer diye soran var mı? O da yok. Seçim dönemi en çok ziyaret ettiğiniz, dükkanından çıkmadığınız esnafı seçim bitince unuttunuz; pandemi döneminde de resmen esnafı öksüz bıraktınız. Yaklaşık 383 bin esnaf ve 2 milyonu aşkın işçi -komisi, garsonu, valesi, şoförü, beden işçisi- pandemi nedeniyle iş yerleri kapatılınca kaderine terk edildi. Esnaf, çalışmayan iş yerinin olmayan geliriyle nasıl geçinecek? Onlar sağlık için kapatılmaya karşı değiller, karşı oldukları desteksiz olarak kapatılma. Vergiler iptal edilsin, esnafa kira desteği, çalışanlara, sağlık çalışanlarına ekonomik destek sağlansın, kredi ödemeleri ertelensin, faturalarda vergi muafiyeti tanınsın istiyorlar. Peki, siz ne diyorsunuz? Siz sadece "Hayat eve sığar." diyorsunuz ama kusura bakmayın, hayat eve sığmıyor. Eğer hayat eve sığar ise kapıya bırakılan faturalar, kirayı vaktinde isteyen ev sahibi, evin gıda ihtiyaçları, kredi kartı borcu için durmadan mesaj atan bankalar ne olacak?
Pandeminin başlangıcında ülkenin Cumhurbaşkanı çıktı, çiftçilere dedi ki: "Bir karış toprağınız da olsa ekin, biçin; kimse almazsa biz alırız." Çiftçi inandı, güvendi; ekti biçti. Peki, bugün ne oldu? Patates, soğan üreticileri ürünlerini maliyetin altında sattı, hatta satamadı. Hububat üreticisi zarar etti, süt üreticisi, besici perişan oldu; bırakın ürünlerinin devlet tarafından satın alınmasını, Tarım Krediye olan borçlarını ödeyemedikleri için icralık oldular. Onlar için bir yapılandırmayı bile çok gördünüz.
Okullar kapalı, dersler on-line devam ediyor; kimi öğrencinin interneti yok, kiminin bilgisayarı. Okulların kapanmasından en çok etkilenen kesimler; kantinler, servisçiler, kırtasiyeciler, okulun ve üniversitelerin çevresinde bulunan kafe ve restoranlar. Peki, onlar için destek paketi nerede? Bu firmaların sahipleri ve çalışanları evlerine ekmek götürmeyi, borçlarını ödemeyi, ödemelerini yapmayı nasıl sağlayacak? Esnaf, KOBİ, işçi, çiftçi, emekli, işsiz, iş insanı sağlık için getirilen bu yasaklara karşı değil, onlar iktidarın ekonomik açıdan kendilerini tek başına bırakmalarına karşılar. "Para yok ki destek olalım." demeyin sakın, Londra'daki tefecilere para var.
Futbol karşılaşmalarını 500 milyon dolara ihale alan Katar firması için doları 5,80 liraya sabitleyip 90 milyon doları indirdiniz. Bu firmanın yüz binlerce esnaftan, milyonlarca çalışandan, 83 milyondan ayrıcalığı ne ki bu ayrıcalığı tanıdınız? Bu firmadan alacağınız 90 milyon doları işçiye, emekliye, iş insanına, esnafa, sağlık çalışanına, emeklilikte yaşa takılana, işsize, öğrenciye vermeyi neden bir kalemde sildiniz?
Hani Genel Başkanınız diyor ya "Para paradır, paranın rengi dini yoktur." diye, aslında demek istediği şu: "Para paradır, para da vatandaşın değil, sarayındır." diyor.
Ещё видео!