Ailenizde hatta sülalenizde kalp hastalığı var mı? Yani, anne baba dayı teyze amca veya onların babası veya annesinde kalplerine ait şikayet veya tedaviler oldu mu? Kalp krizi geçirdiler mi, kalplerine balon veya stent kondu mu, kalp ameliyatı oldular mı, kalp yetmezliği tedavisi gördüler mi, kalp nakli oldular mı veya bu kişilerden birisini daha yaşı genç iken (65 yaşın altında) kaybettiniz mi?
İşte bu sorulara cevabınız "evet" ise, kalp şikayetiniz olmasa bile doğru yere bakıyorsunuz. Kalp şikayetiniz varsa zaten doğru yerdesiniz:
Kalp-Damar Hastalıkları Nedir?
Kalp kasının diğer kaslar gibi çalışabilmesi için sürekli kan akımı gereklidir. Kalbi besleyen damarlara ‘koroner arter’ denir ve üç tane ana koroner damar vardır.
Kalp damar hastalıkları olarak da bilinen iskemik kalp damar hastalığı veya koroner arter hastalığı (KAH), bu damarların genellikle ateroskleroz (damar sertliği) nedeniyle daralması veya tıkanmasıdır. Ateroskleroz, damarların iç duvarlarında kolesterol ve yağ birikintilerinin meydana gelmesidir. Sonuçta mekanik olarak tıkanma ve bozulan damarın anormal fonksiyonları nedeniyle kalp kasına kan akımında azalma olur. Böylece, kalbe oksijen ve diğer besinsel ihtiyaçlar nomalden az gelir ve anjina denen göğüs ağrısına neden olur. Eğer kan akımı tamamen kesilir veya çok az kan iletimi olursa kalp krizi gelişir ve kalp kası hasar görür. Kısaca, anjina yani göğüs ağrısı, kalbe gelen kan miktarında azalma nedeniyle kalbin feryadıdır.
Aslında çocuklukta başlayan ateroskleroz kendini orta yaşta göstermektedir. Erkeklerde kadınlara göre daha sıktır (KAH sıklığı erkeklerde %3.8, kadınlarda %2.3’dür). Erkeklerde en fazla 50-60 yaş civarında, kadınlarda ise koruyucu östrojen hormonun azaldığı dönem olan menopoz sonrasında yani 60-70 yaşlarında sıktır.
Önemi
Tüm dünyada ve ülkemizde en sık ölüm sebebi kalp damar hastalıklarıdır. 2014 yılında ölümlerin %40.4’ünden sorumludur. Bu oran istatistik kurumunun (TÜİK) verilerine göre yıllar içinde artmaktadır ve yaşlanan nüfüs ile daha da artacaktır. Ancak, en fazla ölüm nedeni olmakla beraber, gelişmiş toplumlarda ölüm oranında azalmanın sağlanması, risk faktörlerinin azaltılmasının yararını göstermektedir (tedavi ile %42, risk faktörlerini azaltmaya yönelik girişimler ile %58 azalma sağlanmaktadır).
Ne zaman şüphelenmeliyim?
Koroner arter hastalığı semptomlarını taklit eden pek çok farklı rahatsızlık olabilmektedir. Bazen mide fıtığı, bazen safra kesesi taşları, bazen basit bir adele-kas ağrısı, bazen boyun fıtığına bağlı sol kol ağrısı kardiak nedenli ağrıları taklit etmekte hastayı endişelendirmektedir.
Aşağıdaki şikayetleriniz var ise, kalp kaynaklı olması kuvvetle muhtemeldir.
• ‘Eskiden yürüdüğüm mesafeleri artık rahat yürüyemiyorum, nefesim kesiliyor veya çabuk yoruluyorum’
• ‘Yürürken göğsümde yanma, baskı, sıkışma veya basınç hissi oluyor’
• ‘Yemek sonrası veya ağır eşya-poşet taşırken zorlanıyorum’
• ‘Merdiven veya yokuş yukarı çıkarken göğsümde ağrı oluyor’
• ‘Soğuk havalarda efor sırasında sol kolumda uyuşma hissi oluyor’
En temel belirti göğüs ağrısı olmakla beraber, her göğüs ağrısı kalp ağrısı değildir. Şikayetlerin şiddeti her zaman hastalığın şiddeti ile paralel değildir. Göğüs ağrısı başta hiç bir şikayetin olmaması hastalığın olmadığı anlamına gelmez. Sessiz iskemi denilen bu grupta hiçbir şikayet olmadan kalp krizi gelişebilir. Hastaların %20’sinde ilk belirti ölümdür. Bu grup hastalarda, koroner damarda önemli derecede darlık olmasına rağmen hastada hiçbir şikayet yoktur. Yaşlılarda, diyabetiklerde, aile hikayesi olanlarda ve kadınlarda sıktır.
Göğüs ağrısı temel şikayet olmasına karşın, nefes almada güçlük, boğulma hissi, göğüste basınç, sıkışma, ezilme hissi ve yanma, efora devam edememe- yorgunluk gibi şikayetlere de yol açabilir. Hazımsızlık, mide yanması ile karıştırılabilir.
Göğüs ağrısının özellikleri nedir?
1) Başlatan sebepler: Efor sırasında, ağır bir yemek sonrasında, soğukta, ani stres–heyecan, üzüntü, sinirlenme ile gelişir. İstirahatte oluşuyorsa durum daha ciddidir.
2) Yerleşim yeri ve yayılımı: Genelde göğüs ortasında iman kemiğinin altında veya hafif solunda olmakla beraber, alt çene ile göbek deliği arasında herhangi bir yerde olabilir veya yayılabilir ancak genelde sol omuz ve sol kol iç yanına doğru yayılım gösterir.
3) Karakteri: Genelde baskı, ağırlık, boğulma, daralma, sıkışma, ezilme, yanma, sıkıntı hissi veya kadınlarda daha sık olduğu gibi nefes darlığı veya rahatsızlık hissi olarak tanımlanır. Künt vasıflı olup, batıcı bir tarzda değildir.
4) Süresi: Tetikleyici faktör ile başlayan ağrı, etken gerileyince dakikalar içinde geriler.
![](https://i.ytimg.com/vi/Z9pPqV1hKaM/maxresdefault.jpg)