Ankara Şehir Hastanesi Kadın Doğum Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, hamile kadınların ya da emziren annelerin, ülkemizde uygulanan inaktif Covid-19 aşısı ile aşılanmalarının bilimsel olarak bir sakıncası bulunmadığını söyledi. Covid-19 ile ön safta mücadele eden ya da huzurevleri, bakımevleri gibi riskli alanlarda çalışan hamile kadınlar ya da emziren anneler, aşılama programında öncelikli grupta yer aldıkları için, kendileri istediği müddetçe aşı olabiliyor. Bu kapsamda öncelikli grupta yer alan 33 haftalık hamile sağlık çalışanı Zeynep Aslı Kaplan'da Covid-19 aşısını oldu.
“Elde kısıtlı bir veri var ve bu da tartışmalara sebep olmakta”
Hamile kadınların Covid-19 enfeksiyonuna karşı riskli grupta yer aldıklarının altını çizen Ankara Şehir Hastanesi doktoru Prof.Dr. Özlem Moraloğlu Tekin, “Covid-19 enfeksiyonu aslında bildiğimiz gibi gebe popülasyonunu da etkileyen, her ne kadar ilk başlarda gebelerde, diğer erişkin muadillerine göre aynı seyretmemesine rağmen, daha sonraki süreçte özellikle ek hastalığı olan gebelerimizde oldukça ağır seyrettiğini gözlemledik. Bu gebelerin yoğun bakım ihtiyaçlarının oluştuğunu, hatta mekanik ventilasyona kadar gittiklerini gözlemliyoruz. Dolayısıyla bugün aslında dünyadaki pek çok sağlık kuruluşu ve ülkemizde de gebelik, Covid-19 açısından riskli gruba girmiş durumda. Bu nedenle aşı ile ilgili tartışmalar emziren anne ve gebelerde çok fazla olmakta. Bunun sebebi de aslında aşı için yapılan Faz-3 çalışmalarında çok fazla gebe ve emziren annelerin dahil edilmemiş olması. Dolayısıyla elde kısıtlı bir veri var ve bu da tartışmalara sebep olmakta” ifadelerini kullandı.
“Bu aynı neye benziyor; tetanos aşısına ki onu da biz gebelerimize uyguluyoruz”
Şuan Türkiye'de uygulanan inaktif Covid-19 aşısının, hali hazırda gebeler için uygulanan birçok aşı ile aynı özelliğe sahip olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Moraloğlu Tekin, “Bizim bugün ülkemizde uyguladığımız özellikle CoronaVac aşısı, inaktif yani ölü bir virüsün partiküllerinden oluşan ve onun vücuda verilmesi ile vücudumuzda immün sistemimizin harekete geçirilmesini sağlayan bir aşı. Bu aynı neye benziyor, tetanos aşısına ki onu da biz gebelerimize uyguluyoruz. Ya da bir influenza veya domuz gribine karşı yaptığımız aşıyla aynı hemen hemen mekanizması. Dolayısıyla güvenli olduğunu düşünüyoruz. Bugün influenza pandemisinden sonra aşılanmanın artmasıyla özellikle gebe popülasyonun da mortalite (ölüm) ve morbidite (hastalık) oranlarında ciddi bir düşüş sağladık. Bu da bize aşının önemini vurguluyor” diye konuştu.
“Bu gruptaki gebelere ve emziren annelere aşıyı öneriyoruz”
Hamilelerin aşılanmasında önemli bir faktörün de nerede çalıştıkları olduğunu belirten Prof. Dr. Tekin, “Tabi ki gebe ve emziren annelerimize aşı ile ilgili öneride bulunurken nerede çalıştıkları da çok önem arz ediyor. Özellikle riskli bölgelerde çalışanlar, bizim gibi sağlıkçı olanlar, sağlık kuruluşunda görev yapanlar veya yaşlı bakımevlerinde çalışanlar daha riskli gruptalar. Bu gruptaki gebelere ve emziren annelere aşıyı öneriyoruz. Aşının bu gruplar için elde yeterince veri olmamasına rağmen güvenli yanlarını ve olası kar zarar oranlarını anlatarak, kendi onamlarını alarak aşılıyoruz” şeklinde konuştu.
“Ateş ihtimaline karşı özellikle gebelerde hamilelikten 3'üncü aydan sonraki dönemde aşılanmayı öneriyoruz”
Her aşıda olduğu gibi bu aşıda da olası yan etkilerin yer aldığını hatırlatan Prof. Dr. Tekin, “Tabi ki bu aşının normal erişkinlerde de gözlemlenen bazı yan etkileri olabiliyor. Ateş, kızarıklık, aşı yerinde şişme gibi veya çok nadiren de olsa alerjik reaksiyonlar olabiliyor. Bunlara karşı da yine gebe ve emziren anneleri uyarıyoruz. Ateş ihtimaline karşı özellikle gebelerde hamilelikten 3'üncü aydan sonraki dönemde aşılanmayı öneriyoruz. Yine gebe kalmayı planlıyorsa bir anne adayı, ona da mutlaka bu 2 doz aşısını yaptırdıktan sonra, 1 ya da 2 ay sonra gebe kalması gerektiğini tembihliyoruz” açıklamalarında bulundu.
“Aşı olamamak daha büyük risk”
Covid-19 aşılarının insanları kısırlaştırdığı, kadınlarda erken menopoza yol açtığı şeklinde dolaşan haberlerin tamamen asılsız olduğunu ve bunun tam tersi olarak Covid-19'a yakalanan insanlarda yumurtalık ve sperm sayılarında azalmaların gözlemlendiğini vurgulayan Prof. Dr. Özlem Moraloğlu Tekin şunları kaydetti:
Devamı: [ Ссылка ]
Ankara Şehir Hastanemiz ile ilgili en yeni içerikler ve güncel videolar için kanalımıza abone olmayı unutmayın.
Kanalımıza Abone Olmak İçin: [ Ссылка ]
►Web Sitemiz [ Ссылка ]
►Facebook [ Ссылка ]
►Twitter [ Ссылка ]
►Instagram : [ Ссылка ]
Ещё видео!