#tövbe #HabibiAcemi #bereketduası
Samimi Tövbe,Allahın Rahmet kapılarını sonun kadar açar.
Habib-i Acemi kuddise sırrahu, sıdk ve himmet sahibi idi. Okuması olmadığı için Acemi derlerdi.Basra'da ikamet eder. Gönlü Dervişliğe meyletmeden Evvelki halinde malını faizle borç verir, her gün borçluların kapısına kadar varır bir şey alamazsa “ayak teridir” diyerek kapıya kadar gelmesine dahi bedel biçer, bununla nafakalanırdı. Birgün bir borçlunun evine vardı. Borçluyu Evinde bulamadı. Borçlunun hanımından ayak teri istedi. Kadın, " Beyim yoktur. Bende de birşey yok ki vereyim, yalnız bir koyun başı var. İstersen onu vereyim" dedi. Habib, "Getir ver o halde" dedi. Kadın Getirdi. Habib koyunun başını aldı eve gitti: Hanımına Pişirmesni söyledi.Hanımı yemeği pişirdi, çanağa koydu. Yemek için Sofraya oturmuşlardı ki; Kapıda bir derviş belirdi. Derviş "Şey'en lillah" dedi.Allah için bana bişeyler verin. Habib kapıya çıktı,Kapıda duıranın Pejmürde bir derviş olduğunu farker etmez, yüzüne dahi bakmadan Kapıyı Dervişin suratına kapattı. Derviş gönlü mahsun bi halde geri döndü. Bu esnada Habibin hanımı baktı ki Sofradaki çanağının içi kıp kızıl kana dönmüş.Korktu, Benzi sarardı. Habib sofraya döndüğünde taacup içinde bir hanımına bir çanağa baktı. Hanımı, "Birinin gözünün kem nazarına uğradık herhalde" dedi.Habib bu hali görünce gönlüne bi ateş düştü. Yüreği yandı Habib "Hanım dedi, bana bir hal oldu. Ben… yapıp ettiklerime Tövbe ettim." Evinden çıktı, Hasan-Basri hazretlerinin meclisine giderken Yolda oynayan çocuklara rastladı. Habibi tanıyan Çocuklar birbirlerine: "Çekilin çekilin Tefeci Habib geliyor, kaçın onun şerrinden ki, ayağının tozu bize değmesin. Biz de onun gibi bedbahtlardan oluruz" diyip yolun kenarına kaçıştılar. Bu söz ve halde, Habib'in içine dağ gibi oturdu. Hasan Basri'nin Meclisine vardı, dizinin dibine oturdu elini tuttu, Tevbe-i Nasuh edip. Yüzünü Allah'a döndü.Meclisten Evine Dönerken Yolda bir borçlusuna uğradı. Borçlusu Habib'i görünce kaçmaya yeltendi. Habib: " Dur Ne kaçarsın? Bundan böyle ben senden kaçsam gerektir."diyip pişmanlığını arz etti.. Geliş yolunda rastladığı Çocuklara Dönüş yolundan da rastladı Bu sefer Çocuklar birbirlerine: "Sakının sakının, tevbe ehli Habib geliyor, bizim ayağımızın tozu üstüne konmasın ki, Allah'a asi olanlardan yazılmayalım" diyorlardı.Allahu Teala bir ayeti kerimede “Allah tevbe eden ve temizlenenleri sever” buyrurur. Habib Acemi: "Ya İlahi! Seninle barıştım. Alem benimle barıştı, Bir günde beni iyilerden yazdın" deyip hanesine çekildi. Şehrinde tellal çağırtıp. "Habib'ten isteyen gelsin" dedi. Malını dağıttı. Öyleki elinde bir şey kalmayınca son gelen kişiyede gömleğini verdi. Fırat kenarında bir uzlet edindi kendine. İbadetle meşgul oldu. Uzlet günlerinden birinde, Hanımı “Evde yiyecek bir şey yok çalışıp bir şeyler getirsen olmazmı” dedi . Habib uzletine çekildi. Taatle meşgul oldu. Akşam olunca evine döndü. Hanımı: "Nerede neyle meşguldün ki gene birşey getirmedin?" dedi. Habib Hanımına: "Hanım öyle bir kişinin işleri işlerim ki gayet cömerttir. Onun kereminden utandım da bi şey dileyemedim. Bana "on gün sabret, on günlük ücretini birden vereyim dedi” diyip.Yine uzletine vardı. İbadetle meşgul oldu. On gün tamam oldu.
-“Bu gece Hanıma ne diyeyim” diye gönlü daraldı. Gönlü Dergahı ilahi yönelmişti ki; Hak Teala hazretlerinin kudret hazinesinden yağ, bal, yüzülmüş koyun ve diğer ihtiyaçlarla birkaç hamal ile ak yüzlü ve ak elbiseli bir kişi Habibin evine vardı. Kapıyı çaldı. Hanımı kapıyı açtı. O ak elbiseli yiğit dedi ki: "Bunları, Beyinin işini işlediği kişi gönderdi. Eve gelince ona de ki: "sen işini arttır biz de nimetlerimizi arttıralım” diyip,gittiler… Habib Acemi akşam utana sıkıla evin yolunu tuttu. evden yemek kokusu geliyordu, garipsedi.Eve vardı kapıyı çaldı, On gündür Yüzü yerde olan Hanımı bu sefer onu, güler yüzle karşıladı. Habib onu uzun zamandır böyle sevinçli görmemişti. Hanımı Dediki: "Ey Bey. Senin işini işlediğin kişi ne iyi kişi imiş ki bir gökçek yiğitle, türlü türlü nimetler ve bir çıkı akça verdi. Ve Dediki;”Habib gelince ona de ki, "verdiklerimizi kabul eylesin, eğer o işini arttırırsa biz de arttırırız" dediler.” Habib bu sözü işitince “On gün Rabbime kulluk ettim bunca lütufta bulundu. fazlasını etsem acaba bana ne eder? Deyip yüzünü secdeye vurdu.. Ne zaman yanında Kuran okusalar, o kadar ağlardı ki aklı giderdi. Sordular: "Ey Habib Sen acemi kişisin, Kuran manasını bilmezsin, bu ağladığın nedendir?" dedi: "Dilim acemi, kalbim arabidir". Sordular: "Allah rızası nerdedir?" Dedi. "Münafıklık tozu olmayan gönüldedir."
![](https://s2.save4k.ru/pic/cMn4505UoEA/mqdefault.jpg)