"Allah'ı ve Rasûlü'nü sevmek, O'nun sünnetine tabi olmaktır"
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Size iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldıkça sapıtmazsınız. Bunlar, Allâh’ın kitâbı ve O’nun Peygamberi’nin sünnetidir.” (Hâkim, I, 171/318; Muvatta, Kader, 3)
"O halde benim sünnetimi ve benden sonraki doğru yolu bulmuş râşid halîfelerimin sünnetini alın ve onlara, azı dişlerinizle sımsıkı yapışın. (Dînde aslı olmayıp) sonradan çıkarılan yeniliklerden sakının. Çünkü (dînde) sonradan çıkarılan her yenilik, bid'attir. Her bid'at, dalâlettir (sapıklıktır). Her dalâlet(in sahibi) de, ateştedir." (Ebu Davud, hadis no: 4607 Elbani: Sahih)
Abdullah İbni Ömer رضي الله عنهما Rasûlullah ﷺ'in sünnetine ittibâ etmekten öyle bir mânevî lezzet duyuyordu ki, O'nun namaz kıldığı yerleri öğrenip oralarda namaz kılar, yürüdüğü yollarda yürür, gölgelendiği ağaçların altında oturur, kurumasınlar diye onları sulardı. Yolda giderken Rasûlullâh’ın gittiğini gördüğü yolları takip eder, O’nun hayvanını çevirip döndüğü yerlerden dönerdi. Yine O'nun selamlaşma hususundaki buyruklarını yerine getirme konusunda da çok titiz davranırdı. Hiçbir işi olmadığı hâlde sadece müslümanlarla selamlaşmak için sokağa çıkar, büyük-küçük karşılaştığı herkese selam verirdi. (İbn-i Sa‘d, IV, 156; İbn-i Hacer, el-İsâbe, II, 349; İbn-i Esîr, Usdu’l-Ğâbe, III, 341)
Allah'ım, bizleri, hayatının her alanında Rasûlü'nün ﷺ sünnetine tabi olan kimselerden kıl. Yine bizleri, bu büyük nimetin idrakine varan ve şükrünü eda eden kimselerden kıl. Allahumme Amin.
Ещё видео!