Hamas'ın İsrail'e karşı gerçekleştirdiği saldırı ve İsrail’in buna karşı verdiği sert tepki dünya genelinde yankılandı. Her ülke olaylarla ilgili bir tutum ortaya koydu. Yapılan açıklamalarda özellikle bölgede yaşayan sivilleri hedef alan eylemler kınandı.

Müslüman nüfusun ağırlıklı olduğu ülkelerden, İsrail’in bugüne kadar Filistin halkına yönelik sergilediği saldırgan davranışlara dikkat çeken açıklamalar yapıldı. Bugün yaşananların bu saldırgan tutumun doğal bir sonucu olduğu hatırlatıldı.

İsrail’in Filistinlilere yönelik insan haklarına aykırı uygulamalarına dikkat çeken ve bu ülkeyi sert şekilde eleştiren beyanlar akla Çin ve Doğu Türkistan meselesini getirdi.

Bilindiği üzere Çin Devleti on yıllardır Doğu Türkistan'daki Uygur Türklerine karşı açık bir soykırım politikası izliyor. Ne var ki, Çin Kominist Partisi’nin Müslüman Uygur Türklerine yönelik insan hakları ihlalleri, pek çok devlet tarafından görmezden geliniyor. Çin, Uygur Müslümanlarını toplama kamplarına alıyor. Kadın ve kızlarına tecavüz ediyor. Erkeklerini kısırlaştırıyor. hatta insanların organlarını çalıyor. Ama başta, Müslüman ülkelerin halkları ve liderleri olmak üzere kimsenin çıtı çıkmıyor.

Kuran-ı Kerimler toplanıp meydanlarda yakılıyor, Müslüman kimliğiyle ön plana çıkan Uygurlu kitle önderleri yok ediliyor ama Çin ile göbek bağı olan devlet yöneticilerinin yapılanlar karşısında ağızlarını bıçak açmıyor.

Filistin meselesinde gösterilen haklı hassasiyetin maalesef onda biri Doğu Türkistan için gösterilmiyor. Konuyla ilgili uzmanlar bu çıldırtıcı sessizliğin sebebinin Çin’in başta Müslüman dünyasındaki liderler olmak üzere pek çok devlet adamını bir şekilde satın alması olduğuna dikkat çekiyorlar.

Çin’in ülkelere yatırım yapacağı ve o ülkelerin halklarına iş imkanı sağlayacağı algısı oluşturularak, kitleler Doğu Türkistan coğrafyasında yaşanan mezalime karşı tepkisizleştirliyor. Böyle olunca da İsrail-Flistin meselesinde mangalda kül bırakmayan “Müslüman” liderler, konu Çin’in Doğu Türkistan’daki akıl almaz soykırım politikası olunca süt dökmüş kediye dönüyor.

Bu akıl almaz çifte standart, bir yandan Müslüman ülkelerin önde gelen yöneticilerinin din konusundaki samimiyetini sorgulatırken, diğer yandan da Doğu Türkistan hakkındaki vurdumduymazlığı gözler önüne seriyor.

свернуть