büyük yangından önce ismi tatavla olan ve yangından kurtuluşun simgesi olarak adı kurtuluş olarak anılan bebekliğimin, çocukluğumun, yarı gençliğimin geçtiği yerdir kendisi.. yazılanları okuyunca hüzünledim biraz. çünkü artık orada değil anadolu yakasında ikamet etmek mecburiyetindeyim..
orada yaşarken insan pek anlamıyor ama o labirent gibi sokaklar, her daim herşeye ve heryere çok kolay ulaşabiliyor olmanın verdiği lüks, o kalabalık, o gürültü.. güzelmiş.. güzel günlermiş..
son yıllarda her tür ve her ırktan insanı bünyesinde barındırması sebebiyle hergeçen gün çehresi biraz daha bozulsa da ben hep çocukluk yıllarımda hatırımda kalan o tertemiz sokakların, nezih insanların bulunduğu, atış poligonu, son duraktaki köşem büfe, eski yerindeki pelit turşucusu, şuan sanırım yerinde şok market olan koskocaman ateri salonu, yasemin çay bahçesi ve arkasında çocukken bindiğim gondolları, sünnet düğünümün yapıldığı yasemin düğün salonu, hasan baba kebapçısı ve zeki kundura olan kurtuluşu hatırlıyorum..
beş sene boyunca yalnız yaşadığım bekar evimi içinde barındıran uzun ve kozmopolit cadde.
o beş sene ki, hayatımın en güzel günlerini, gecelerini yaşadım. hatırlamakla bitiremediğim anılar aklıma geldikçe mutluluk ile hüzün arası bir tat bırakıyor bende.
sigara içerdim o zamanlar. hem de salonun orta yerinde, yatak odamda, banyoda...
babam hayattaydı o zamanlar, ankara'dan gelip birkaç gün kalırlardı annemle yılda bir iki kez...
travis de vardı o zamanlar. vay anasını...
caddeye bakan yarı kapalı balkonunda içilen içkilerin, yapılan muhabbetlerin, kurulan planların, yıkılan hayallerin haddi hesabı olmazdı. çok insan girdi o eve, birçoğunu hatırlamıyorum bile. ama evin her eşyası, her ayrıntısı gözümün önünde.
o evde yaşanan her şey o evde kaldı. anıların sadece zamanla değil, mekanla da sınırlandığını o ev öğretti bana. taşınırken götüremedim hiçbir şeyi. sigara, erkek erkeğe muhabbetler, tv karşısında çay içen babam, çat kapı gelen travis, hayal meyal kızlar, karşı çatıdaki martılar, yaz sıcağı, boş şişeler, dik merdiven, espritüel dürümcü kuryesi, bozuk hidrofor, az akan su... hepsi gidip baksan orada duruyordur hala.
taşınırken götüremedim hiçbirini.
![](https://i.ytimg.com/vi/nhUGep2d0Wc/mqdefault.jpg)