!NT!HAR EDEN KİMSENİN AHİRETTEKİ DURUMU NE OLUR? !NT!HAR EDEN KİŞİ NASIL GÖMÜLÜR?
Arkadaşlar Selamünaleyküm! Malumunuz son günlerde ekonomik sorunlar, boşanma, geçim sıkıntısı, aile içi tartışmalar, işte ve eğitimde başarısızlıklar, istediği kişi ile evlenememe, işten atılma gibi sorunlarla iç huzuru kaybolmuş birçok insan kendisini çıkmazda bulmaktadır. Bunun neticesinde de kendince bir çıkış yolu ve kurtuluş olarak gördüğü aslında hiçte öyle olmadığı intihar olayları bil hayli artmış bulunmakta. Bu videomda sizlere intiharın dinen hükmü, intihar eden kimsenin ahiretteki durumu, cenaze namazının kılınıp kılınmadığı ve intihar eden kişinin nasıl defnedildiği gibi bu vb soruların cevaplarını sizlere paylaşacağım.
İntihar, İslâm'ın haram kıldığı en büyük günahlardan birisidir. Bir Müslümanın kendi kendini öldürmesi, başka birisini öldürmesinden daha büyük bir cinayet ve günahtır. Bu sebeple âlimler, "intihar edenin cenaze namazı kılınır mı, kılınmaz mı" şeklinde ihtilâfa bile düşmüşlerdir. Mesela bu ihtilâf, başkasını öldüren katil hakkında yoktur. Çünkü katilin cenaze namazı ittifakla kılınır.
Kalbinde îmanın zerresi olan bir kimse, böyle büyük bir günaha ve kötü âkıbete razı olmaz, kendini öldürmeye asla teşebbüs etmez. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm), intihar etmenin büyük günah olduğunu pek çok hadîs-i şerîflerinde haber vermiştir. Bir hadîs-i şerif'te şöyle buyrulur:
"Kendini boğarak öldüren kimse, cehennem için boğmuş olur. Kendini vuran kimse, cehennem için vurmuş olur." (Buhârî, Cenâiz 84)
Demek oluyor ki mü'min te'sirinde kaldığı dünyevî bir hâdisenin zorluğuna tahammül edemeyip böyle büyük bir günahı işlemeye teşebbüs etmemelidir. Zira mü'minin nazarında dünyanın en büyük ve en kötü hâdisesi bile, âhiret mes'elesi yanında büyük sayılmaz, korkutucu olmaz. Dünya nasıl olsa fânidir, gelip geçicidir.
Bu gün dayanılmaz zannederek insanı intihara zorlayan hâdiseler, bir müddet sonra aslında hiç o derece üzülmeye değmediği ortaya çıkabilir, zamanla unutulur, yerine yeni mes'eleler zuhur eder. Sabrın, musibetin geldiği ilk anda gösterilmesinin hikmeti de buradadır.
İslam; savaş, adam öldürme, isyan ve ihtilâl gibi toplumsal düzeni kökünden sarsacak olumsuz gelişmeler olmadığı sürece insanların yaşama hakkına müdahaleyi doğru bulmaz. İslâm'da inançsızlığın (küfür) tek başına savaş ve ölüm sebebi sayılmaması da bu anlayışın sonucudur. Bu nedenledir ki İslâm, kişilere yaşama haklarını kendi elleriyle yok etme demek olan intihar hakkını da vermemiş, bunu büyük günahlar arasında saymış, inancı ve ameli ne olursa olsun bu kimselerin sırf intihar etmiş olması sebebiyle âhirette büyük bir cezaya çarptırılacağını bildirmiştir.
Kur'an'da, bir kimseye hayat vermenin âdeta bütün insanlara hayat verme gibi yüce bir davranış, bir cana kıymanın da âdeta bütün insanları öldürme gibi ağır bir suç ve günah olduğu belirtilir (Mâide 5/32). Hz. Peygamber konuyla ilgili olarak uçurumdan atlayarak, zehir içerek veya öldürücü bir aletle kendini öldüren kimsenin cehenneme gireceğini ve sürekli olarak orada kalacağını buyurarak (Buhârî, "Tıb", 56) intiharın büyük günah olduğuna ve acı sonuçlarına dikkat çekmiştir. Çünkü sıkıntılara göğüs germek, acıya ve kedere karşı sabır göstermek, şartlar ne derece kötü olursa olsun Allah'a olan inanç ve güveni yitirmemek Müslümanın temel karakteri ve ilkesi olmalıdır.
İslâm bilginleri intihar eden Müslümanın, intiharı sebebiyle âhirette çok çetin ve şiddetli bir azap göreceğini, hatta cehennemde ebedî olarak kalacağını ifade etseler de, intihar edenin imandan çıktığını ve kâfir olduğunu söylememişlerdir. Çünkü iman ve küfür davranış bozukluğuyla değil inanç ve düşünce ile alâkalıdır. İntihar edenin inanç durumu ise kendisi ile Allah arasındaki bir meseledir. İntihar eden Müslüman, diğer Müslüman cenazelerinde olduğu gibi yıkanır, kefenlenir, cenaze namazı kılınır ve Müslüman mezarlığına gömülür. İslâm hukukçularının çoğunluğunun görüşü bu yöndedir. Çünkü kelime-i tevhidi söyleyen herkese yaşadığı sürece, öldüğünde, mezara gömülünceye kadarki işlemlerde Müslüman muamelesi yapmak, bundan ötesini Allah'a havale etmek gerekir.
İmanlı insanlar, böyle geçici ve fâni şeyleri, geçmeyecek elem ve keder sanarak onların altında ezilmezler. "Bu da geçer yahu!.." diyerek sabır gösterirler, sabrın sevabını kazanmaya çalışırlar. Böylece o musibetli hâli haklarında rahmete çevirirler.
Rabbim bizleri kaldıramayacağımız şeylerle imtihan etmesin. Amin…
![](https://i.ytimg.com/vi/rqBZ_vrfox8/maxresdefault.jpg)