Çocukluğumuzdan beri kabirlerdeki yazıları okumama konusunda büyüklerimizden duyduğumuz bir ikaz vardır! “Sakın mezar taşlarını okuma!” Ama neden o yazıları okumamamız gerekiyor bunun tıbbi veya dini olarak mantıklı ve ikna edici bir açıklamasını kimse yapmıyordu. Hemen hepimiz mutlaka bir kabir ziyareti yapmışız veya herhangi bir mezarlığın önünden en azından geçmişizdir. Mezarlıklarda hiç şüphesiz en fazla dikkatimizi çeken husus da mezar taşları üzerindeki isim ve yazılardır. İşte bu videomda mezar taşlarını okumanın tıbben ve dinen hükmünü sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kabir Ziyareti, erkek ve kadın Müslümanlar için menduptur. Hz. Peygamber (a.s), "Kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabirleri ziyaret, size ahireti hatırlatır” buyurmuştur (İbn Mâce, Cenâiz – 47). Bu bakımdan mezarlıkların ziyaret edilmesi, bu vesileyle ölünün hatırlanması ve orada yatanlardan ibret alınması dinimizin bizlere tavsiye ettiği hususlardandır. Kabirlerin haftada bir gün, özellikle Cuma günleri, ayrıca arefe ve bayram günleri ziyaret edilmesi iyidir. Zira Hz. Peygamber’in genellikle bu günlerde kabir ziyaretinde bulunduğuna dair rivayetler bulunmaktadır.
Öncelikle mezar taşına yazılan yazıyı okumak veya okumamakla ilgili dinen bir günah söz konusu değildir. İnsanlar yakınlarının kabirlerini üzerindeki yazıları okuyarak bulacaklarsa neden günah olsun ki?
Fakat kimi insanlar bu yazılanları istem dışı okurken, kimi de adeta takıntılıdır. Mezarlık önünden geçerken, ya da mezarlık ziyaretin de sürekli mezar taşlarında yazılanları okur. Bu durum aslında psikolojik bir rahatsızlıktır. Böyle bir alışkanlığı olanlar sürekli salâvat çekerek, mezar taşların da yazılanları okumaktan çekinmelidir. Yani mezar taşlarını sürekli takıntı haline getirip okumak insanın hafızasını zayıflatmaya ve dolayısıyla unutkanlığa sebebiyet vermektedir.
Şöyle ki; maalesef zamanımızda adeta hâfızalar dumura uğramış vaziyette. İnsanlar yirmi kere okudukları çok kısa metinleri dahi ezberleyemez ve en basit mevzuları dahi anlayıp öğrenemez hale geldiler. Bulanık zihinler, dağınık fikirler ve kirli kalbler sebebiyle hem öğrenme süresi alabildiğine uzadı hem de çabucak unutma hastalığı ortaya çıktı. Bugün öğrenilenlerden yarın hiçbir eser kalmamaya başladı. Öyle ki, günümüzde hâfızasından şikayet etmeyen ve nisyandan dert yanmayan insan bulmak adeta imkansızlaştı.
Hafızayı zayıf düşüren ve unutmaya sebebiyet veren pek çok sebep sıralanabilir. İslam âlimleri, zihin kirliliğinin hâfızayı zayıflattığına inandıkları için mâlâyânî işlerden, faydasız konuşmalardan ve çer-çöp sayılabilecek bilgi kırıntılarından uzak kalınması gerektiğini vurgulamışlardır. Hatta zihni işe yaramayan bilgilerle dolduracağı endişesiyle mezar taşlarını okumayı bile mahzurlu görmüşlerdir; mezar taşlarını okumayı adet edinmenin bugünkü reklam panolarının, araba plakalarının, televizyon ekranlarının ve gazete sayfalarının yaptığı tahribat çeşidinden zararlar verebileceğini düşünmüşlerdir. Gerçi, zihinleri kirleten, kalpleri bulandıran ve hafızayı zayıflatan onlarca unsurla her zaman iç içe yaşadığımız günümüzde, unutkanlığa sebep olmaması için mezar taşlarındaki yazılara bile mesafeli durulmasını anlamamız oldukça zordur.
Ayrıca bugün ilmen de ispatlanan bir durum var. Göze hızlı hızlı çarpan görüntüler veya yazılar, insanın dikkatini dağıtıyor veya bir noktaya odaklanmasını zorlaştırıyor. Dolayısıyla da öğrenmeyi geciktirebiliyor. Mezar taşlarını, plaka veya reklam panolarını okumak da bu çerçeve içinde mütalaa edilebilir. Meseleye bu açıdan yaklaşacak olursak daha sağlıklı neticeler almış oluruz.
Diğer önemli hususta şudur ki; kabir üzerindeki yazıları okuyarak yazılarla ilgilenmek, kâbir ziyaretinin maksadı ve ruhuna yakışmadığından; mezarların üzerindeki yazıları okuyarak yazılara kendini kaptırmaktan dolayı, kâbirde yatanın bulunduğu ortam ve uhrevi hayatı tefekkurden nakıs kalınacağı için, yazılarla meşgul olunmaması edeben hoş görülmemiştir.
Rabbim bu vesileyle geçmişlerimize rahmet eylesin.
Ещё видео!