ZULMETLE AYRILIK BESTESİ YAPAN
Beste: Hâfız Kemal Gürses
Güfte: Ali Haydar Abdullahoğlu
Makâm: Uşşâk
Usûl: Aksak
İcrâ: Naci Göçmen
Zulmetle ayrılık bestesi yapan
Beni düşünceye salan geceler
Ruhumda titreyen son nuru kapan
Neşeyi ümidi çalan geceler
Geceler geceler ah geceler
Yeter yeter artık bu kadar çile
Nedâmet hissiniz gelmez mi dile
Ufukta beliren ilk ışık ile
Ağarmış saçımı yolan geceler
Geceler geceler ah geceler
HÂFIZ KEMAL GÜRSES (1882-1939)
21 Temmuz 1882’de İstanbul Şehremini civarında Tatlıkuyu’da doğdu. Bu sebeple Tatlıkuyulu Hâfız Kemal olarak da tanınır. Babası saraç Âgâh Efendi’dir. Küçük yaşlarda Hocası Hâfız Halil Efendi’nin yanında Kur’ân’ı hıfzetmiş. Fâtih Merkez Rüşdiyesi ve Vefâ İdâdîsinden sonra, babasının tıp eğitimi almasını istemesine rağmen o, Arapça ve Farsça öğrenmiş ve mûsikî talîm etmişdir... Bu arada Çanakkale Savaşına katılmış ve tabur imamı olarak ön saflarda hizmet etmiş hattâ kolundan yaralanıp gâzî de olmuşdur. Bu savaşda kaybettiği arkadaşlarını hiçbir zaman unutmayan Hâfız Kemal Bey, her yıl mart ayında Çanakkale’ye giderek şehidler için mevlid-i şerîf ve Kur'ân okurdu.
Müezzin oalrak ilk görev yaptığı yer Tophâne Camii idi. Bilâhare Nusretiye Camii'nde görev yaptı. Nihâyet Süleymaniye Camii başmüezzinliği ile mesleğinin zirvesine yükseldi. Bilenler bilir, Süleymaniye Camii yapıldığından beri imam ve müezzin efendiler için en zirve kabûl edilirdi. Okuduğu ezanları dinlemek için camilerin önünde büyük kalabalıkların toplandığı söylenir.
MÛSIKÎŞİNÂSLIĞI
Mûsikî hocaları Kasımpaşalı Cemal Efendi, Bestenigâr Ziyâ Bey, Muallim Kâzım Uz ve Hacı Kirâmî Efendi’dir. Bu hocalardan istifâde ile hem dinî ve hem de lâ-dînî formlarda geniş bir mahfûzâta sahip oldu. Tiz, parlak ve geniş oktavlı sesiyle kısa zamanda mûsikî çevrelerinin dikkatini çekti. 1900’lerden itibaren şöhret kazanmaya başlayan Hâfız Kemal, dönemin en iyi mevlidhân ve gazelhânları arasında yer aldı.
İstanbul Radyosu’nun ilk kuruluşunda Hâfız Sadettin Kaynak ile birlikte programlara katılan Hâfız Kemal, devrin meşhur sâzendeleri eşliğinde Columbia ve Odeon şirketleri için hazırladığı plaklara gazeller ve Hâfız Sadettin ile birlikte şarkılar okudu. Ayrıca Dârülelhan Arşivi için de plak doldurmuştur. Konser ve plak çalışmalarını yurt dışında da devam ettirdi; konser vermek üzere Atina’ya (Ekim 1931), plak doldurmak için de Berlin (1928) ve Paris’e (1930) gitti. 1 Temmuz 1930 tarihinde konservatuvarda göreve başladı.
Hâfız Kemâl’in evi mûsikî meşkleri için toplanma mekânı haline gelmiş ve meclislerde Ali Rıza Şengel, Selahattin Pınar, Kemâl Batanay, Sadi Işılay, Hâfız Burhan (Sesyılmaz), Sadi Hoşses gibi pek çok ünlü sîmâ bulunmuştur. Hâfız Kemâl, Mecid Sesigür, Zeki Sesli, Zeki Altun, Nusret Yeşilçay, Hüseyin Tolan gibi önemli talebeler de yetiştirmiştir. Sayısız taş plak, radyo kaydı, eser icrâsı gerçekleştirmiştir...
MEVLİDHÂNLIĞI
Hâfız Kemal Gürses, mevlid okuyuşunda Said Paşa İmamı diye meşhûr olan Hasan Rızâ Efendi'nin tavrını devâm ettirdi. Mevlid okumakda o derece şöhret sâhibi oldu ki, “Mevlid Süleyman Çelebi tarafından yazıldı, Hâfız Kemâl tarafından okundu” iltifatına mazhar oldu. Sesinde herkesi hayran bırakan lahûtî bir edâ vardı. Öyle ki bir İngiliz turistin bu ses sebebiyle Müslüman olduğu söylenir. Columbia firmasının yayınladığı mevlid plakları Hafız Kemâl Bey’in âdetâ ölümsüzleşmesini sağlayan eserlerdi. Büyük yankı uyandıran bu plakların etiketinde Hâfız Kemâl Bey, "memleketimizin medâr-ı iftihârı mevlidhân-ı şehîr" olarak tanıtılmıştı. İşte taş plak kayıtlarından biri...
Kızı Velîce Hanım, babasının mevlid okurken farklı, gazel ve şarkı söylerken farklı bir adam olduğunu anlatıyor :
Mevlid olduğunda biz de giderdik dinlemeye. Baştan sona o okurdu. Hiç sevmediği şey, biri yarısını okusun, başkası sonrasını. Okurken yüzü hiç değişmezdi. Eğilmez, bükülmezdi. Talebelerine de hep ayna tutar, yüzlerini gösterirdi. Yüzü değişen olunca sinirlenirdi. "Yüzünüze bakın" derdi. Gözlerini kaparlar, sıkarlar kendilerini, hiç onları istemezdi.
Hâfız Kemal Bey, 9 Ağustos 1939 târihinde İstanbul’da vefât etti. Edirnekapı dışındaki mezarlıkta bulunan şair Bâkî’nin kabri yanına defnedildi.
Kaynak:[ Ссылка ]
![](https://i.ytimg.com/vi/1E_78yFFRIg/mqdefault.jpg)