[ Ссылка ]
ISBN 978-605-88104-0-2
Salda Gölü Şimdi İnsanlar İçin Zararlı Olabilir mi? - Burdur 4K UHD
Limnoloji uzmanı Dr. Erol Kesici’nin teknik anlatımlarına göre Salda Gölü’nün hidromanyezit kumulları geçmişte de çevre illere taşınmış olup, gölün kumul yapısının korunması gerekmektedir.
Üç milyon yıllık geçmişe sahip Salda Gölü’nün tahrip edilen beyaz kumulları çok önemlidir. Doğa müzesi niteliğindeki gölün hidromanyezit kumullarının asla bozulmaması ve başka bir yere taşınmamalıdır. Dünyada çok ender olarak gelişen hidromanyezit çökeller, minerallerin canlı organizmalarla bir araya gelmesiyle oluşuyor.
Bu doğa harikası oluşum, yaşamsal öneme sahip olduğu gibi, bilimsel araştırmalar için de önemli bir doğa laboratuarıdır. Göldeki ilkel alglerle oluşan hidromanyezitli yapılar üzerindeki incelemelerde, Mars Gezegenini toprağıyla benzerlik oluşturduğu belirlenmiştir.
Buradaki hidromanyezit yataklarının korunması için Salda Gölü kirletilmemeli, biyolojik yapısı ile çeşitliliği korunmalı ve çökellerin olduğu yerlerde erozyona neden olacak yapılaşma, kum alımı ve hareketlilik kesinlikle olmamalıdır. Burası Türkiye’nin nazar boncuğu göllerinden biridir.
3 milyon yıl önceki depremler sonucu oluşan Salda gölünde Hidromanyezit madde, ultramafik kayaçların yer aldığı göl ortamında oluşan bir mineraldir. Göllerin oluşumunda çanak yapısı çok önemlidir. Tektonik kökenli göl olan Salda’nın çanak yapısı da günümüzden 3 milyon yıl önce bölgede meydana gelen deprem ve sarsıntılarla şekillenmiştir.
Göle özgü magnezyum karbonat, göl sularının çekilmesiyle zemindeki dip çamurlarının oluşturduğu kümelerin su yüzeyine çıkarak havayla temas etmesi ve karbondioksiti emmeleri sonucunda oluşur. Böylece beyaz kayalıklar ve çökeltiler halinde bir gürünüm kazanan manyezit oluşumlar ortaya çıkar.
Salda Gölü zemininin mars toprağına benzemesi, Salda’ya doğa müzesi konumu kazandırmıştır. Bu nedenle gölün yapısına kesinlikle müdahale edilmemelidir. Salda Gölü’ndeki beyaz kayalıkların, organik olmayan maddelerin, organik yapı içinde çökelmesiyle meydana gelen tepkimelerin sonucunda oluşmuştur.
Gölün çevresinde oluşan beyaz halka şeklinde görülen bu oluşum, dünyada çok nadir görülen minerallerin canlı organizmalar ile birleşmesiyle karnabahar görünümlü şekiller oluşturur. Hassas yapıdaki bu oluşum, yaşamsal önemde olduğu gibi Salda Gölü’nü bilimsel araştırmalar için adeta bir doğal laboratuara dönüştürüyor.
1996 yılında İskoçya Glasgow Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mike Russel ve ekibi, Salda Gölü’nün zemin ve toprak yapısı hakkında yaptıkları bilimsel araştırmada, göldeki ilkel alglerle oluşan hidromanyezit yapılar olan beyaz kumların Mars gezegeninin toprak yapısıyla benzerlik gösterdiğini tespit etmişlerdi.
Yüksek ısıya dayanıklı hidromanyezit oluşumların, cam, seramik, kâğıt, tuğla, mutfak eşyaları, otomotiv, yapı elemanları ve ısıl işlem fırınları gibi birçok endüstriyel alanda kullanımı nedeniyle de Salda Gölü manyezitleri yakın zamana kadar çevre illerden gelen insanlar tarafından peyzaj düzenlemesi ya da başka amaçlarla bölge dışına götürülmüştür.
Gölün çevresinde oluşan çukurlar bu kumulların taşınmasından kaynaklanıyor. Biyolojik yaşam için de vazgeçilmez olan Salda Gölü hidromanyezit kaynağı olan kumulları alanın dışına kesinlikle çıkarılmamalı ve ticari olarak satışına da izin verilmemelidir. Çünkü beyaz kumulların alan dışına çıkarılması gölün ekolojik yapısını çok büyük bir tehlike altına sokacaktır.
Bu benzersiz varlığın geleceğe kalması için gölü uzaktan sevmeyi öğrenmek zorundayız. Hiç olmazsa bu aşamadan itibaren Salda Gölü’nün kirlilikten uzak tutularak mutlaka korunması gerektiğini öğrenmeliyiz ve öğretmeliyiz.
Gölün bugüne ulaşmasında çok önemi olan ekolojik yapısı ve biyolojik çeşitliliği korunması, çökelleri oluştuğu alanda erozyona neden olacak yapılaşma, kum alımı ve yoğun insan baskısına son verilmesi ile mümkün olacaktır. Türkiye’nin Maldivleri olarak anılan bu nadir doğal mirasımızın renginin solmaması için Salda Gölü’nü uzaktan sevmeyi de öğrenmemiz gerekiyor. Bizlerin görüp etkilendiği, huzur bulduğu Salda Gölü’nü gelecek kuşakların da görebilmesi için bunu yapmamız kaçınılmazdır.
Dünya’da Salda Gölüne benzer birkaç göl vardır. Bunlardan bir tanesi de Meksika orta yaylasındaki Alchichica (Elçiçika) Gölü’dür. Çevresine hiçbir tesis yapılmadan, bir Dünya Mirası olarak korunmaktadır. Türkiye; var olan bu tür Dünya Mirası niteliğindeki değerleri hiçbir tesis projesi adı altında veya ihraç materyali olarak kullanıp paraya çevirecek kadar düşkün bir ülke olmadığı gibi kültür yoksunu bir ülke de değildir.
---------------------------------------------
Kamera/Metin Yazım : Mehmet SÖKMEN
Seslendirme : Rüksan Atak SÖKMEN
Çekim Tarihi : 11.06.2020
Prodüksiyon Yapım Tarihi: 16.06.2020
Video Prodüksiyon Yapım, Yayın Ve Yönetmeni: Mehmet SÖKMEN - 0532 525 84 93
web: www.mehmetsokmen.tv
www.youtube.com/mehmetsokmen1
Ещё видео!